Şimdi bak… adında iki kere “wild” geçen bir oyundan ne beklersin? Ben başta dedim ki “bu kesin ortalığı karıştırır.” Ama yok… tam tersi. Bu oyun karıştırmıyor, güzelleştiriyor. Slotter’da denk geldim, açtım bir bakayım dedim. Sonrası mı? Beni İrlanda çayırlarından zor topladılar.
Oyun sanki “gel de biraz kafa dağıtalım” diyor. Böyle hafif müzik, sevimli semboller, ekrandan insanın içine huzur sızıyor. Ama bu huzur para da getiriyor ha, öyle boş değil yani. Gören göz arar ya, bu oyunda da kazançlar çimenlerin arasında saklı.
Bu oyunun olayı belli. Wild sembolü bir gelsin… bir de yanına arkadaşını çağırdı mı… hoop! Paralar diziliyor yanlarına. Sanki leprechaun eliyle bırakmış. Özellikle o bonus çömlekleri var ya… bazen bir tanesi bile dönüyor ekranın ortasında, gözüm parlıyor.
Oyunun tasarımı klasik ama sıkıcı değil. Simge çok, ama kafa karıştırmıyor. Renkler cıvıl cıvıl, ama gözü yormuyor. Arayüz sade, ama ruhu var. Dönüşler hızlı, ama acele ettirmiyor. Her şey dozunda. Hani bazı oyunlar vardır ya, ekran kıyamet gibi… bu tam tersi. Sakin ama heyecanı da eksik değil.
Slotter’da oynarken “keşke gerçek İrlanda da böyle rahatlatıcı olsa” dedim. Bu oyun hem kazandırıyor hem de insanın içini ferahlatıyor. Vallahi terapi gibi.
Oyunun bonus turları candır. Hele o ‘pick me’ olayına geldin mi… “acaba hangisi ne getirir” diye yüreğin pır pır eder. Hani biri daha iyi çıkar diye, açmadan önce dua ediyorsun neredeyse. Ama oyun da eli bol sağ olsun. Genelde üzmüyor.
Bir bakıyorsun, çarpanlı çömlek düşmüş. Ekran şenlenmiş. Spin bitiyor ama sen devam etmek istiyorsun. Çünkü oyunun verdiği tat var ya… anlatılmaz yaşanır. Öyle çılgın patlamalar, ekranın her yerine saçılan görseller yok belki ama samimiyet var. Hissiyat var.
Ve işin güzel yanı, Slotter’da bu oyun yağ gibi çalışıyor. Ne bağlantı derdi, ne bekleme. Tıklıyorsun, dönüyor. Kazanıyorsun, gülümsüyorsun. Arada ekranı okşayanlar bile vardır, eminim.
Hayat zaten zor be kardeşim. Her köşe başında sürpriz yok. Ama Wild Wild Riches işte o sürprizli köşelerden biri. Ne verir, ne zaman verir belli olmaz. Ama sana hep umut verir.
Bu oyun sadece paranın değil, keyfin de peşinde. Her tur bir beklenti. Her çeviriş bir heyecan. Ve her kazanç, “iyi ki geldim be Slotter’a” dedirtiyor insana. Çünkü bazen gerçek mutluluk, İrlanda’da değil, ekranda başlar.
Bak şimdi dostum… Oyun mu oynuyorsun, şeker mi topluyorsun belli değil! Sweet Bonanza dediğin oyun…
Şimdi birader... Slot oyunlarının kralı mı lazım? Al sana kral değil, direkt tanrı: Zeus! Gates…
Şimdi canım kardeşim… The Dog House tanıdık geldi değil mi? Hani şu sevimli köpeklerin makarada…
Bak şimdi güzel kardeşim… Fruit Party deyince aklına sağlıklı yaşam, vitamin filan gelmesin. Bu meyveler…
Bak dostum… Sugar Rush diye yazılır, “şekerle çarpan patlatma oyunu” diye okunur. İlk Slotter’da gördüm…
Bak şimdi birader… Kraken deyince korkarsın değil mi? Dev gibi yaratık, okyanusun dibinden çıkar, gemileri…